Gelecek iki gün boyunca, küresel finans dünyasının odak noktası Jackson Hole Merkez Bankası Başkanları Forumu olacak. Bu sıradan gibi görünen toplantı aslında büyük bir etkiye sahip olup, her zaman para politikalarında önemli bir dönüşümün habercisi olmuştur. Geçmişe baktığımızda, 2010 yılında Bernanke burada ikinci tur niceliksel genişleme sinyali vermiş, 2020 yılında Powell ortalama enflasyon hedeflemesi sistemini açıklamış ve 2022 yılında Powell'ın kısa konuşması ABD hisse senetlerinde büyük düşüşe neden olmuştur.

Bu yılki toplantı özellikle kritik, Merkez Bankası para politikası ile ilgili önemli bir kararın eşiğinde. Piyasalar Eylül'de bir faiz indirimine gidileceğini genel olarak bekliyor, ancak indirim miktarı konusunda farklı görüşler var. Dikkat çekici bir şekilde, Merkez Bankası içinde de nadir görülen bir ayrışma ortaya çıktı; Temmuz'daki faiz toplantısında 30 yıl sonra ilk kez iki yönetim kurulu üyesi karşı oy kullandı.

Bu toplantıda, insanlar Powell'ın konuşmasına dikkatle odaklanacaklar, esas olarak dört alana: Eylül ayında faiz indirim miktarının ipuçları, Fed'in para politikası çerçevesindeki potansiyel değişiklikler, ABD ekonomik durumu değerlendirmesi ve küresel para politikası koordinasyonunun sinyalleri.

Şu anda, ABD'nin temel CPI'si %3.1'e geriledi ve işsizlik oranı %4.3'tür. Enflasyonu kontrol etme ve istihdamı koruma arasında nasıl bir denge sağlanacağı önemli bir konu olacaktır. Aynı zamanda, Birleşik Krallık ve Japonya gibi ülkelerin para politikası yönü de tartışma odağı olacaktır.

Jackson Hole konferansı sadece Amerika'yı değil, aynı zamanda küresel finansal piyasaları da 'deprem kaynağı' olarak etkilemektedir. Bu, gelecekteki küresel ekonomi ve finansal piyasaların yönünü anlamamıza yardımcı olacak önemli ipuçları sağlayacaktır. İster yatırımcılar, ister politika yapıcılar ya da ekonomistler olsun, bu konferansın her bir detayına dikkatle odaklanacaklar.